2 Ağustos 2011 Salı

UZAK / Oruç Aruoba



Yaşamın yüzlerce yönelimli bir deneme olsun:
başarısızlığın ve başarın, kanıt olsun:
neyi denediğinin ve kanıtladığının da
bilinmesini sağla.

Nietzsche
KGW VII [16]


Kişinin yaşamı, uzaklıklar ile yakınlıklar arasında yürür: kişi, ne yaparsa yapsın, ya, birşeylere –birilerine– yaklaşıyor, ya da birşeylerden –birilerinden– uzaklaşıyordur  – hiçbirzaman, biryerde –birileri ile birlikte–, duruyor değil : hep yürüyor...


Bu bilinç, zor. Canlı tutması, zor: nelerden –kimlerden– uzaklaştığını –uzaklaşmakta olduğunu– düşününce, kişi, neleri –ne çok kişiyi– yitirdiğini anlar ––– gittikçe, daha fazla... Ama, o, şimdi uzaklaşmakta olduklarına bir zamanlar ne denli yakın olduğunu düşününce de, neleri –ne çok kişiyi– kazandığını anlar.

Garip bir dengedir bu: Yaşadığı yakınlıklar ve uzaklıklar –yakınlaşmalar, uzaklaşmalar–, kişinin yaşamında karşı karşıya gelerek, hem bir yoğun çelişmeler yumağı, hem de bir uzun uyumlar dizisi oluşturur:-

Yakınlaşmışları, çünkü, önceleri uzak olmuş; uzaklaşmışları da, önceleri yakın olmuştur – her bir yakını için bir uzak; her bir uzağı için de bir yakın...
Bu denge, kişinin, temelinden anlaşılmaz bir dengesizlik olan yaşamını bir bütün olarak kavramasını da sağlar; anlamış olduğunu sandığı hiçbirşeyi, aslında, kavramamış olduğunu anlamasını da...

Yaşam, belki, kavrayınca uzak; anlaşılınca, yakındır –––
Ya da, tersi...
*
Yaşamı, kişinin,, eylemlerinden oluşur  – bunların da, kişiye şu ya da bu ölçüde uzak olan; şu ya da bu ölçüde de yakın olanları vardır.
Yaşamı, demek ki, kişinin başka kişilerle ilişki içindeyken bulunduğu eylemlerden; böylece de, başka kişilere yakınlaşmaları ve başka kişilerden uzaklaşmalarından oluşur – bunların (henüz bitmemiş) toplamıdır.
*
Böylesine bitmemiş toplamlar; ya da, toplanmış bitmemişlikler, nasıl, toparlanıp bitirilebilir, ya da, bitirilip toparlanabilir ––– burada, bu, deneniyor...

o.a.
19 h 1995
Yoğurtçubaşı